Atakum Mutlu Son Masaj Salonu Leyla

Atakum Mutlu Son Masaj Salonu

“Gidiyorum aslına bakarsanız” dedi, çantasını omzuna asıp kapıya doğru ilerledi. Derhal ardından gelen Fuat, Atakum Mutlu Son Masaj Salonu
kaşlarını kaldırarak, yumuşak ve hafifçeçeçe endişeli bir ses tonuyla,
“Lütfen kızma bana. Ben böyleyim ve seni çok seviyorum. Yapma, giderken iyi ayrılalım.”
Bu sözler Mine’yi bir nebze yumuşatmıştı.
“Tamam, canım, ben de çok seviyorum seni.”
Boynuna sarıldı, dudaklarına küçük, tatlı bir öpücük kondurdu ve çıktı. Kapıdan çıktıktan sonraacaba hakkaten sevgisinden mi yoksa giderken iyi ayrılmak istemesinden ve ertesi gün huzurla
çalışabilmek için mi bu sözlerı ettiğini düşündü. Fuat seviyordu, sevmesine fakat giderayak bunu
söylemesinde kendini düşünmesinin de tesiri vardı.

Atakum Mutlu Son Masaj Salonu

Ek olarak İskender bildiri atınca kıskançlığı da
tutmuştu. Kötü ayrılıp, İskender’in eline koz vermek istemezdi. Bu mevzunun üzerinde çok düşünmek
işine gelmezdi. Tamam, egoist bir adamdı Fuat, fakat onu seviyordu gene de. Sokakta bir taksi
beklerken, bir dondurma yemenin ne güzel olacağını düşündü.
Ayakkabıyı alırken Mine’nin aklına ayaklarının gizli saklı saklı kölesi geldi.
Bir sürpriz yapmış olup yeni ayakkabıları alacaktı
ve ayaklarının fotoğrafını yollayacaktı.
5
Mine’yi getiren taksi kaldırıma yanaştığında, İskender yanında kendinden daha genç ve kızıla çalan
sarışınlığıyla derhal öne çıkan sakallı biriyle dondurmacının önünde bekliyordu. Yolda Mine
dayanamamış, İskender’i aramıştı. Derhal eve gitmek istemiyordu, şimdi bir dondurma yiyecek ona
çok iyi gelecekti. Hem tek başına da olmak istemiyordu. İnsan nadiren tatlı yiyorsa bunu
paylaşmalıydı. Aslına bakarsan

Mine tek başına yiyecek yemeyi de sevmezdi. Çok zorda kalırsa bir süre daha aç
bir halde beklerdi, sonra biriyle beraber yemeğe çıkmayı tercih ederdi. Tek başına bir kafede,
restoranda oturan insanoğlu için üzülürdü sebepsizce. Çok yalnızlar ve kim bilir sıkılıyorlar diye
düşünürdü. Oysa Fuat tek başına bir yere gidip yiyecek yemeyi kendi tercih ederdi ve Mine’nin bunu
yapmamasına şaşırırdı.“her her neyse sen hadi git artık. Çıkıyordun. Bak gene kalmak için bahane yapıyorsun. Kavga etmeden git
de yarın ben rahat çalışayım.”
İçinden gene kendini düşünüyor diye geçiren Mine, çehreına mecburi birazcık da düzmece bir gülümseme
takınarak,