Atakum Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Atakum Mutlu Sonlu Masöz
Cinder güç dönüştürücülerle dolu rafların başına vardı ve bir motor vincine yaslanmış devasa bir adama, dükkândaki onlardan başka tek diğer müşteriye denk geldi. Adamın gözleri, rafları incelemekten ziyade kızın tırnağının altındaki kirlere odaklanmıştı ve Cinder’ın bakışlarıyla buluştuğunda, alaycı bir şekilde sırıttı. Metalden Atakum Mutlu Sonlu Masöz elini cebine sokan Cinder, adamın düşüncelerinin havadaki titreşimlerini buldu ve onları isteği şeklinde yine şekillendirdi. Bizimle hiç ilgilenmiyorsun. Ama adamın sırıtışı yalnız daha da genişledi ve Cinder’ın ürpermesine sebep oldu.
Adam bir an sonrasında sırtını döndüğünde, Cinder rafların arasına daldı. Dikkati hem göz boyamasını sürdürmeye bununla birlikte yamru yumru parçalar arasından, almaya geldikleri güç deposunı bulmaya odaklıydı. Güç kaynağım buldu, ralta durduğu yerden kaptı, ağırlığı karşısında şaşkınlıkla keskin bir nefes verdi ve hızla dükkânın ön tarafına dönmeye koyuldu. Yabancı adamın görüş açısından çıktıkları anda, Thorne rahat bir nefes verdi. “Beni korkuttu.” Cinder başıyla onayladı. “Sen gidip kapsül gemiyi çalıştırsan iyi olur, belki süratlica ayrılmamız gerekebilir.” Cinder güç deposunı pat diye kasanın önündeki tezgâha bıraktı.
Kasiyer başını kaldırmaya bile tenezzül etmedi. Bir elinin başparmağı hâlâ oyunla ilgilenmeye devam ederken, diğeriyle tarayıcıyı Cinder’a uzattı. Tarayıcının kırmızı lazeri tezgâha vurdu. Cinder’ın midesi dehşetle kasıldı. “Ee.” Çocuk başını oyundan kaldırmayı başardı ve Cinder’a asabi bir bakış fırlattı. Cinder yutkundu, ikisinin de bir kimlik çipi yoktu ve bu da ödeme yapamayacakları anlamına geliyordu. Acaba bu problemi da göz boyamasıyla çözebilir miydi? Levana olsa, büyük ihtimalle rahatça çözerdi, diye düşündü. Cinder ağzını açamadan önce, pırıltılar saçan bir şeyin, yüzünün hemen yanında sallandığını fark etti.
Atakum Mutlu Sonlu Masöz
“Bu kafi mi?” dedi Thorne, altın kaplama, dijital ekranlı kol saatini kasiyere doğru uzatarak. Cinder bu saati, Alak’ın, Yeni Pekindeki uzay gemisi hangarı sahibinin kolunda gördüğünü hatırladı. “Thorne!” dedi Cinder, tıslamasına. “Burası bir tefeci dükkânı değil,” dedi çocuk, elindeki tarayıcıyı tezgâha bırakarak. “Ödeme yapacak mısınız, yapmayacak mısınız?” Cinder, Thorne’a dik bir bakış fırlattı fakat sonra, dükkanın gerisinde rastladıkları garip insanın, rafların arasından belirdiğini gördü.
Adam onlara doğru ilerlerken neşeli bir ıslık öttürdü, sonrasında bir cebinden kalın iş eldivenlerini çıkardı. Sonra bir eldiveni gösterişli hareketlerle sol eline geçirdi. Kalbi güm güm çarpan Cinder, yüzünü kasiyer çocuğa geri çevirdi. “Saati istiyorsun,” dedi. “Bu, güç kaynağı için yeterince adil bir takas ve bizi polise bildirmek aklına bile gelmeyecek.” Çocuğun gözlerine dalgın bir bakış hâkim oldu. Thorne saati onun avucuna bırakırken, çocuk yalnız başını salladı. Cinder tezgâhın üstündeki güç kaynağını kaptı. Thorne’la birlikte hızla kapıya yöneldiler ve bir an sonrasında düzmece çan sesleri arkalarında kaldı.
Son yorumlar